SÜMERLER
- gecmistarih
- 29 Oca 2017
- 2 dakikada okunur

SÜMERLER
Kalkolitik çağın sonlarına doğru Mezopotamya'da başlayan kültür değişimi köy toplumundan kent toplumuna geçişi sağlayarak ve böylece pek çok yeniliğe zemin hazırlamıştır. Çömlekçi çarkı, silindir mühür ve büyük tapınaklar Sümerlere ait bir kültür özelliğidir. Sümerler yaklaşık M.Ö 3500'lerde Güney Mezopotamya'ya gelerek, burada köylerin ortasında, Eridu, Ur, Uruk, Nippur, Kiş, Umma, Larsa, Şuruppak, Lagaş gibi şehir devletlerini kurmuşlardır.
Sümerler 3200'lerde yazıyı keşfetmişlerdir. Çivi yazısı ilk önce tapınakların servetini kaydetmek üzere resim yazısı olarak ortaya çıkmıştır. Doğadaki nesnelerin resimleri çizilmiş ve sonra bunlar çivi yazısına dönüşmüştür. Sümerler bu yazıyı kil levhalar üzerine yazmışlardır. Sonrada bunlar fırınlanarak tuğla haline gelmekteydi. Esasında Mezopotamya'da taş ve maden bulunmadığından resmi binalar tuğladan, özel binalar (evler) kerpiçten inşa edilmişlerdir.
-Sümerlerin Göç Yolları, Kökeni, Dilleri
Sümerce, Türkçenin de içinde bulunduğu bitişken diller grubundadır. Ural-Altay dil ailesine mensuptur. Dil, ifadesini köke eklenen kelimelerle bulmaktadır.
Sümerlerin tapınaklarını tepeler üzerine kurmaları, sıcak iklimde yünlü kumaşlar giyinmeleri soğuk iklimden geldiklerini hatırlatır. Sümerlerin göç yolları konusunda iki farklı görüş bulunmaktadır. Birincisi Basra Körfezinden gelerek Güney Mezopotamya'dan itibaren kuzeye doğru ilerledikleri yolundaki görüştür. Sümerce metinlerde bilhassa onların mallarını takas ettikleri Dilmun adasının bugünkü Bahreyn olması nedeniyle ve Sümerlere her şeyi öğreten Oannes isimli yarı balık yarı insan bir yaratıktan bahsedilmesidir. Diğer görüş ise, Hazar denizinin güneyinden gelerek Doğu-Anadolu'dan güneye doğru inmiş oldukları yönündedir.Gerek Fırat ırmağı üzerinde Samsat kazılarında ve gerekse diğer merkezlerde yapılan kazılarda ortaya çıkan Sümer seramikleri onların bölgede yaşadıklarını ortaya koymuştur. Diğer taraftan Hazar denizinin güneyinde olacağı kabul edilen Aratta ülkesiyle Sümer kent devletleri arasındaki yakın ilişkileri anlatan mitolojik eserler onların bu bölgeden geçerek güney Mezopotamya'ya geldiklerine kanıt oluşturmaktadır. Ayrıca Türkmenistan'ın başkenti Aşkabat yakınlarındaki Anau harabelerinde ortaya çıkan medeniyetin gerek Sümer gerekse İndus vadisindeki Harappa uygarlığının temeli olduğu vurgulanmıştır. Her iki medeniyet çağdaş olup birbirleriyle ticari ilişkilerinin varlığı anlaşılmıştır.
Sümerce tek heceli bir dil olup aşağıdaki örneklerde görüleceği gibi isim yapılırdı.
Ma: gemi; Lah, yürütmek, Malah: gemici
Gud: sığır, Niga: beslemek, Gud-Niga: sığır besleyici
Sim: ıtriat, Mu: çıkaran, Simmu: ıtriyatçı
Za: kıymetli taş, Dim: işlemek, Za-dim: mücevherci
Ku: gümüş, Ku-dim: kuyumcu
Alan: heykel, Gu: yontucu, Alan-gu: Heykeltıraş
Dub: tablet, Sar: yazmak, Dub-sar: katip
e-ev, dub, tablet; e.dub.ba: tablet evi, okul
dumu.edub. ba: öğrenci
di-hüküm, kud, kesen, di-kud, hakim gibi meslek isimleri Sümercedir buradan hem onların dillerini hemde onlara ait meslekleri öğrenmekteyiz.
**>>> Bir sonraki yazı Er Hanedan Devri <<<**
Comments